26 Kasım 2012 Pazartesi

Oyuncaklar




Oyuncak yetişkinlerin dünyasının önsözü gibi, çocuklar bu oyun aleminde büyüklerin yaptığı ne varsa deneyimliyor, Barbie bebeklerin saçları taranıyor, binalar inşa ediliyor, bazı oyunlarda arkadaşlarla rekabet ediliyor. Yetişkinlerin o gizemli, uzak ve garip dünyası bu oyunlarla öğreniliyor, adeta hayata hazırlanıyor bir çocuk. Tabi çocukluğun o sonsuz neşesi içerisinde.
Oyun, sadece çocuklar için değil, yetişkinler de özel bir süreç. Haberler, iş güç, banka sırasına girmek, bakkaldan bir ekmek almak gibi bütün o sıkıcı süreçlerin dışında, ayrı ve güvenli bir evrende zekamızı, hayal gücümüzü sergileme olanağı veriyor oyun. Oyuncak bu yüzden değerlidir.
Bireyler cinsiyet rollerini çocukken kavramaya başlıyorlar, erkek çocuklar çoğunlukla babalarını, kızlar annelerini rol model olarak seçiyorlar, erkekler “erkek” gibi, kızlar “kız” gibi davranmayı öğreniyorlar. Bu konuda epey olumsuz davranış modelleri öğretiyoruz çocuklara, erkekler daima cesur ve atak olmalı, ağlamamalı, duygularını saklamalı, kızlar hanım hanımcık ve neşeli olmalı, herşeye burnunu sokmamalı.
Bu davranış kalıplarıyla beraber, onlar için seçtiğimiz oyuncaklar da değişiyor. Erkek çocuklara araba ve tabanca gibi erkek oyuncakları, kızlara bebekler satın alıyoruz. Uzman pedagog Sevil Yavuz’a göre, aileler erkek çocukların kız oyuncakları oynaması konusunda endişeliler. Diğer yandan kızların erkek oyuncakları oynaması konusunda o kadar endişeli davranmayabiliyorlar. Bir erkek çocuğa “sen erkeksin kız oyuncaklarıyla oynama” dememek gerekiyor. Çünkü böyle bir durumda erkek çocuğun hiç ilgisi olmadığı halde kız oyuncaklarına ilgisi artabiliyor.
Çocuk oyuncakları konusunda, çocuğunuza her tür oyuncakla oynaması için fırsat verin, oyuncağın cinsiyeti olmaz.